FETÖ TERÖR ÖRGÜTÜ İLE BAĞLANTI İDDİASIYLA KHK’LARDAN ÖNCE İŞTEN ÇIKARTILANLAR FESHİN GEÇERSİZLİĞİ VE İŞE İADE DAVASI AÇABİLİR Mİ?

Ceza Hukuku, Ceza Muhakemesi Hukuku, Genel, İş Hukuku

T.C YARGITAY 
9.Hukuk Dairesi 
Esas: 2017/ 26382 
Karar: 2017 / 21932 
Karar Tarihi: 21.12.2017

“… KHK kapsamında iş sözleşmesi feshedilen işçi, feshin geçersizliği ve işe iade davası açmış ise geçici madde uyarınca karar verilmesine yer olmadığına karar verilecektir. Burada dikkat edilmesi gereken, komisyonun görevinin sadece KHK kararnamesi ile ihraç listesi içinde çıkarılanlarla sınırlı olduğudur. Kurum ve kuruluş, KHK listesinden yayınlanmadan çıkarmış ise iş sözleşmesi ile çalışanın feshin geçersizliği ve işe iade davasının iş mahkemesince görülmesi gerekir. …”

HAKLI BİR SEBEBE DAYANAN HATTA ASKERLİK, EVLİLİK GİBİ NEDENLERE DAYALI SEBEPLERLE İŞ SÖZLEŞMESİNİ FESH EDEN İŞÇİ İHBAR TAZMİNATI TALEP EDEBİLİR Mİ?

Genel, İş Hukuku

T.C YARGITAY 22.Hukuk Dairesi Esas: 2015/ 6816 Karar: 2016 / 19283

“… İhbar tazminatı iş sözleşmesini fesheden tarafın karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminat olduğu için, iş sözleşmesini fesheden tarafın feshi haklı bir sebebe dayansa dahi, ihbar tazminatına hak kazanması mümkün olmaz. Yine, işçinin mülga 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesi hükümleri uyarınca emeklilik, muvazzaf askerlik, evlilik gibi nedenlerle iş sözleşmesini feshetmesi durumunda ihbar tazminatı talep hakkı bulunmamaktadır. Anılan fesihlerde işveren de ihbar tazminatı talep edemez.

Somut olayda, davacı davalıya ihtarname göndererek işçilik alacaklarını talep etmiş ve ödeme yapılmadığı takdirde iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24/II. maddesi uyarınca tek yanlı olarak feshedileceğini ihtaren bildirmiştir. Her ne kadar hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre söz konusu ihtarın fesih niteliği taşımadığı kabul edilmişse de, tanık anlatımlarına göre davacının ihtarname gönderdikten sonra işyerini terk ettiği ve dolayısıyla davacının iş sözleşmesini feshettiği anlaşılmıştır. Hal böyle olunca mahkemece ihbar tazminatı isteğinin reddi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. …”

MAZERET İZNİ KULLANILMADIĞI TAKDİRDE YILLIK ÜCRETLİ İZİN GİBİ ÜCRETE DÖNÜŞEBİLİR Mİ?

Genel, İş Hukuku

T.C YARGITAY 9.Hukuk Dairesi Esas: 2014/ 30441 Karar: 2016 / 5377

“… Davacının nikah izni alacağı, bu izinde çalışma karşılığı talep ettiği ücret 4857 Sayılı Kanunun 46/b maddesi gereğince aynı Kanunun 55/ı maddesi uyarınca mazeret iznidir. Mazeret izinleri kural olarak doğduğu anda kullanılması gerekir. Kullanılmadığı taktirde yıllık ücretli izin gibi ücrete dönüşmez. Kaldı ki dosyada davacının açıkça bu izni kullanmayacağına dair beyanı mevcut olup nikah izin ücreti talebinin reddi yerine kabulü hatalıdır. …”

İŞ HUKUKUNDA BELİRSİZ ALACAK DAVASI AÇILMASININ KOŞULLARI NELERDİR?

Genel, Medeni Usul Hukuku, İş Hukuku

T.C YARGITAY 9.Hukuk Dairesi Esas: 2015/ 2657 Karar: 2016 / 12630 

“… Genel mahiyette bu açıklamalardan sonra işçilik alacaklarının belirsiz alacak davasına konu olup olmayacağı noktasında Dairemizce belirlenen kriterler aşağıdaki gibidir;

Kıdem tazminatı hesabı için, işçinin çalıştığı süre, fasılalı çalışma olup olmadığı, bu süre içinde ihbar önelini altı hafta aşan istirahat raporu alınıp alınmadığı, ücretsiz izin uygulaması olup olmadığı, grevde geçen sürenin varlığı, işçinin son ücreti, ücretin eki niteliğindeki ödemelerin son bir yıllık toplamı, işçiye sağlanan ayni hakların parasal değeri ve son bir yıllık ortalaması, ücretin eki mahiyetindeki ödemelerin devamlılık arz edip etmediği gibi konuların net olarak bilinebilmesi gerekir. Bu yüzden işçinin hesabın unsurlarına dair sözü edilen bir veya birkaç konuda belirsizlik halinde kıdem tazminatının başlangıçta tam olarak ve tamamen belirlenmesi mümkün olamaz. HMK’nun 107. maddesinin gerekçesinde belirtildiği üzere alacaklının “alacağının tamamını tam olarak” tespiti mümkün değildir. Bu nedenle hesabın unsurlarındaki tartışma ve belirsizlik, alacağın da belirsiz olması sonucunu doğurur. Ancak ücret ve eklerine dair tartışma kıdem tazminatı tavan sınırlaması sebebiyle sonuca etkili değilse, kıdem tazminatının belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği düşünülmelidir.

İhbar tazminatı hesabı noktasında kıdem tazminat için sözü edilen tavan sınırlaması hariç, hemen hemen aynı verilere ihtiyaç vardır. İşçinin çalışma süresindeki tartışmanın ihbar süresine dair dilimi etkilemesi veya işçinin ücreti ve eklerindeki herhangi bir tartışma halinde ihbar tazminatı hesabı da belirsizdir.

İşçinin ücretini ve çalışma süresini bilmesi gerektiği varsayımı ile ihbar ve kıdem tazminatının her durumda belirli olduğunu söylemek isabetli bir yaklaşım olmaz. Çalışma süresine ve ücreti ile eklerine dair yasal yükümlülüğe rağmen işverence belge verilmemiş bir işçinin, işverende mevcut işyeri şahsi sicil dosyasına ulaşmadan ve işverence bilgi ve belge sunulmadan önce henüz dava açma aşamasında bu tür tazminatların tamamını ve tam olarak hesaplamasını beklemek ve bunu bir dava şartı olarak kabul etmek, hak arama özgürlüğünü zedeler. Bu konuda alınacak olan uzman raporu da hesap noktasında aynı belge eksiklikleri sebebiyle yeterli olmayacağı gibi, iş sözleşmesi yasal hakları ödenmeksizin feshedilen işçiden dava öncesinde alacaklarını belirleyebilmek için hesap raporu almak yönünde bir masraf yapmasını beklemek de doğru olmaz.

Yıllık izin ücreti hesabının unsurları, işçinin çalışma süresi ve ücretin miktarıdır. İşverence yasal düzenlemelere rağmen bu yönlerden belge düzenleme ve işçiye verme yükümlülüklerin yerine getirilmemiş olması halinde işçinin yıllık izin ücretini dava öncesinde tam olarak belirlemesi mümkün olmayabilir. Bu açıdan çalışma süresi ve ücretin tartışmalı olması durumunda yıllık izin ücreti belirsiz alacak davasına konu edilebilir. Ancak çalışma süresi ve ücretin işçiye verilmiş veya ulaşabileceği belge ve kayıtlarla kesin olarak saptanabildiği hallerde yıllık izin ücretinin belirli olduğu ve belirsiz alacak davasına konu olamayacağı söylenebilecektir.

Fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil çalışmaları karşılığı ücretler için ise çalışmaların tamamının puantaj kayıtlarına dayandırıldığı istisnai durumlar dışında hakimin taktiri indirimi söz konusu olduğundan, alacakların, davanın açıldığı aşamada tam olarak belirlenmesi mümkün değildir. Bu itibarla sözü edilen alacakların belirsiz alacak davasına konu edilebileceği ilke olarak kabul edilmektedir.

Hakimin takdiri veya yasal nedenlerle indirim yapılarak alacak miktarı veya değerinin belirlenmesi halinde alacak belirsizdir (Yargıtay 9.HD.27.02.2012 gün ve 2012/1757 E.2012/5742 K.). …”

DAVA DİLEKÇESİNDE TALEP EDİLMEYEN BİR İŞÇİ ALACAĞI ISLAH DİLEKÇESİ İLE TALEP EDİLEBİLİR Mİ?

Genel, Medeni Usul Hukuku, İş Hukuku

T.C YARGITAY 9.Hukuk Dairesi Esas: 2015/ 2677 Karar: 2016 / 12655 

“… Yargılamanın etkinliğine hizmet eden usul ekonomisinde, hâkimin yasanın öngördüğü düzen çerçevesinde yargılamayı kolaylaştırarak, gereksiz zaman kaybına ve gereksiz masrafa sebebiyet vermeksizin âdil karara varması sağlanmaktadır. Yargıtay bu ilkeyi “adaletin ucuz, çabuk ve isabetli olarak sağlanması” olarak tanımlamaktadır. (Y. HGK. 10.4.1991, 1991/15-91 E, 1991/202 K)..

Dairemizin yerleşik uygulamasında; usul ekonomisi ilkesi gereği iş sözleşmesinden kaynaklanması nedeni ile dava dilekçesinde talep edilmeyen işçilik ile ilgili bir alacak kaleminin ıslah dilekçesi ile talep edilebileceği kabul edilmektedir. …”

İŞYERİNİN TAŞINMASI İŞÇİYE HAKLI FESİH İMKANI VERİR Mİ?

Genel, İş Hukuku

T.C YARGITAY 9. Hukuk Dairesi 2009/36214 Esas 2012/1820 Karar

“…Davacı işçinin Avcılar olan görev yerinin Beşiktaş olarak değiştirildiği, İş Kanunu’nun 22. Maddesine göre aleyhe değişiklik işçiyi bağlamasa da işçinin görev yerinin değiştirilip çalışma koşullarının ağırlaştırılması sebebiyle yeni görev yerine gitmediği ve eylemli olarak feshettiği sonucuna ulaşılmaktadır…”

 

T.C YARGITAY 9. Hukuk Dairesi 2009/7921 Esas 2011/7364 Karar

“…Güngören’den Çekmeköy’e taşınan işyerinde davacının çalışmaması eylemli haklı fesihtir…” 

İş Davalarında Hakimin Re’sen Araştırma Yükümlülüğü

Genel, İş Hukuku

T.C YARGITAY 21. Hukuk Dairesi Esas: 1998/ 5182 Karar: 1998 / 5270

“… İş ve Sosyal güvenlik hukuku ile ilgili düzenlemeler nitelikçe kural olarak kamu düzeniyle ilgilidir. Bu bakımdan, kusur ve hesap raporlarının alınması ve sair hususların incelenmesi davanın niteliği gözönünde tutularak, giderek gerçeğin saptanması yönünden tarafların istemlerine bakılmaksızın hakimin görevi gereğince re’sen yerine getirmesi gereken hususlardandır. …”

 

T.C YARGITAY 10. Hukuk Dairesi Esas: 2013/ 19425 Karar: 2014 / 661

“… özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır…”

İşçi Alacağı Davalarında Delil Olabilecek Bazı Evraklar

Genel, İş Hukuku

İşçi alacağı davalarında dosya kapsamında bulunması/eklenmesi halinde delil niteliği taşıyabilecek bazı evraklar ve dökümanlar şunlardır; 

  • SGK Tescil ve Hizmet Dökümleri
  • Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’nın davacının/davalının çalışma süresi ve prim ödeme gün sayısını gösterir belgeleri
  • Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü’nün cevap dilekçeleri
  • İhtarname dosyası ve evrakları
  • İşyeri Sicil Dosyaları
  • İşçi Özlük Dosyaları
  • SGK kayıtları ve Bordroları
  • Ticaret Sicil ve Vergi Kayıtları
  • Davacı/davalı iş Veren Kayıtları
  • Meslek Odalarından Emsal Ücret Araştırmaları
  • Görevlendirme Yazıları
  • Iş Yeri Nöbet Listeleri
  • Tanık, Bilirkişi incelemesi ve Raporları, Keşif, Yemin, Müvekkil Görüşme Tutanakları vs. Her Türlü Delil