ARALARINDAN GEÇMİŞE DAYALI HUSUMET BULUNAN KİMSELERİN TANIKLIK DURUMU NASIL DEĞERLENDİRİLMELİDİR?

Ceza Hukuku, Ceza Muhakemesi Hukuku, Genel

T.C YARGITAY 
Ceza Genel Kurulu 
Esas: 2008/ 5-16 
Karar: 2009 / 139 
Karar Tarihi: 02.06.2009

“… sanık N.ile G. soyadlı tanıklar arasında geçmişe dayalı husumet de bulunmakta olup, birbiriyle çelişkili dosya içeriğine aykırı bu beyanlara itibar etme olanağı da bulunmamaktadır. …”

FARKLI TAKVİM YILLARINDA DÜZENLENMİŞ SAHTE FATURALAR TEK BİR SUÇ KABUL EDİLEBİLİR Mİ?

Ceza Hukuku, Genel

T.C YARGITAY 
21.Ceza Dairesi 
Esas: 2016/ 9409 
Karar: 2017 / 1718 
Karar Tarihi: 05.04.2017

“… Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 19.12.2014 tarihli iddianamesi ile mütalaa ve ekindeki vergi suçu raporuna uygun olarak sanığın “2010 ve 2011 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek” suçlarından kamu davası açıldığı, her takvim yılında işlenen sahte fatura düzenlemek eylemlerinin her bir takvim yılı için birbirinden bağımsız ve ayrı suçları oluşturduğu gözetilmeden, “2010 ve 2011 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek” fiillerinin tek suç olarak kabulüyle hüküm kurulması Yasaya aykırı, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 6723 sayılı Yasayla değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA …”

FETÖ TERÖR ÖRGÜTÜ İLE BAĞLANTI İDDİASIYLA KHK’LARDAN ÖNCE İŞTEN ÇIKARTILANLAR FESHİN GEÇERSİZLİĞİ VE İŞE İADE DAVASI AÇABİLİR Mİ?

Ceza Hukuku, Ceza Muhakemesi Hukuku, Genel, İş Hukuku

T.C YARGITAY 
9.Hukuk Dairesi 
Esas: 2017/ 26382 
Karar: 2017 / 21932 
Karar Tarihi: 21.12.2017

“… KHK kapsamında iş sözleşmesi feshedilen işçi, feshin geçersizliği ve işe iade davası açmış ise geçici madde uyarınca karar verilmesine yer olmadığına karar verilecektir. Burada dikkat edilmesi gereken, komisyonun görevinin sadece KHK kararnamesi ile ihraç listesi içinde çıkarılanlarla sınırlı olduğudur. Kurum ve kuruluş, KHK listesinden yayınlanmadan çıkarmış ise iş sözleşmesi ile çalışanın feshin geçersizliği ve işe iade davasının iş mahkemesince görülmesi gerekir. …”

(FETÖ/PDY) ÖRGÜTLE ORGANİK BAĞ VE HİYERARŞİK YAPI İÇİNDE YER ALMAKSIZIN; ÖRGÜTE SEMPATİ DUYAN, ÖRGÜTÜN AMAÇLARINI, DEĞERLERİNİ VE İDEOLOJİSİNİ BENİMSEYEN, YAYINLARINI BULUNDURAN, OKUYAN, ÖRGÜT LİDERİNE SAYGI DUYAN KİMSE ÖRGÜT ÜYESİ KABUL EDİLEBİLİR Mİ?

Ceza Hukuku, Genel

T.C YARGITAY 
16.Ceza Dairesi 
Esas: 2017/ 1809 
Karar: 2017 / 5155 
Karar Tarihi: 26.10.2017

“… Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yetine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.

Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için, örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir. (Evik, Cürüm İşlemek İçin Örgütlenme, Syf 383 vd.)

Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin “suç işlemek amacı” olması aranır. (Toroslu özel kısım syf. 263-266, Alacakaptan Cürüm İşlemek İçin Örgüt syf. 28, Özgenç Genel Hükümler syf. 280) …”

Ceza Davalarında Delillerin Ölçütü

Ceza Hukuku, Genel

 

T.C YARGITAY Ceza Genel Kurulu Esas: 2012/ 6-1309 Karar: 2013 / 258

“… Ceza muhakemesinin en önemli ilkelerinden biri olan ve Latince <in dubio pro reo> olarak ifade edilen <şüpheden sanık yararlanır> ilkesi uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel şartı, suçun şüpheye yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli ve tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, bir suçun gerçekten işlenip işlenmediği veya işlenmiş ise gerçekleştirilme biçimi konusunda şüphe belirmesi halinde uygulanacağı gibi, suç niteliğinin belirlenmesi bakımından da geçerlidir. Ceza mahkûmiyeti, yargılama sürecinde toplanan delillerin bir kısmına dayanılarak ve diğer bir kısmı göz ardı edilerek ulaşılan ihtimali kanaate değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, hiçbir şüphe ve başka türlü bir oluşa imkan vermeyecek açıklıkta olmalıdır. …”